3 Aralık 2011 Cumartesi

Kara Biberim (MİM)

               İlk MİM’im olması dolayısıyla MİM’in ne olduğu hakkında kısa bir açıklama gerekir diye düşünüyorum, zira ben de okuduğum ilk mim yazılarında bunu anlamaya çalışmıştım.
                MİM: Bir yazarın kendi belirlediği bir konuda yazdığı yazıyı, yine kendi belirlediği yazarlara zorla veya kendi istekleriyle J onların kaleminden yazdırma ve aynı konuda birçok yazarın yazdığı bir yazı zinciri oluşturma etkinliği.
                Sevgili “Tasavvufokulu/İhyaca” ile bir süredir tanışıyorduk internet ortamında. Ondan öğrendim mimin ne olduğunu ve sayesinde ilk kez mimlenerek ufaktan dâhil oldum bu arkadaşlık çemberine.
                Mim konusu hayatımızda iz bırakan şarkılar.
                2 yaşlarımdayım, oldukça erken konuşmaya başlamış olmam dolayısıyla bu yaşlarda sohbet edilebilir bir kıvama ulaşmışım. J Ailedeki tek çocuk hükümranlığımın son ayları… Tek çocuk olmam ve konuşabiliyor olmam bu sıralar bana olan ilginin hat safhalara ulaşmasına neden olmuş. Annemin ev hanımı olması ve benim de evdeki tek çocuk olmam annemle aramdaki bağları oldukça kuvvetlendirmiş. Kıymeti benim nezdimde her geçen gün artan ve hâlâ kıymetini yeterince bilemediğimi düşündüğüm cennet vesilesi annem.
                İlk o zamanlar kollarındayken, annemin ağzından duymuştum “karabiber” kelimesini. Baharat olduğunu yıllar sonra öğrendiğim bu kelimeyle hitap ediyordu annem, hala olduğu gibi. Genelde hitap etmek için kullandığı bu kelimeyle ilgili bir de tekerleme uydurmuştu. Kollarında gözlerime bakarak okurdu o tekerlemeyi. Öyle hoşuma giderdi ki o tekerleme, bitince bir kahkahayla gülerdim. Bu gülüşümü annemin beni sıkı sıkı bağrına basarak yanaklarımdan öpüşü izlerdi.
                Aklımdan hiç çıkmayan ve çıkacağını da düşünmediğim, ara sıra dilime dolanıp tekrar tekrar mırıldandığım o tekerleme:
                Karabiberim,
                Nasıl edelim,
                Yıllardan beri…
                Seni severim.
                Virgüllerden sonra son heceye basar ve diğer satırdakine geçmeden kısa bir süre beklerdi ve üç noktada oldukça uzatarak geçerdi son satıra.
                Başında bahsettiğim gibi konuşabilen bir çocuktum o yaşlarda ve hoşuma giden bu tekerlemeyi ben de anneme uyarlamıştım, Teninin benden beyaz olduğunu fark edebilmişim ki şöyle bir tekerleme çıkmış:
                Açıkbiberim,
                Nasıl edelim,
                Yıllardan beri…
                Seni severim.
Kendisine o yaşta bu şekilde bir cevap vermem hoşuna gitmiş olacak ki, hala yanına gidip dizine yattığımda o bana kendi tekerlemesini ben de ona kendi tekerlememi okuruz.
Bu arada bu tekerleme değil, bir şarkının sözleri diye düşünüyor olduğunuzu tahmin ediyorum J. Evet, ben de bunu tasavvufokulu’nun mimini okuduktan sonra hatırlayıp,  merak ettim ve internetten şarkı olup olmadığını araştırdım. Bir şarkının nakaratıymış, öğrenmiş oldum. Şimdiye kadar annemin tekerlemesi zannediyordum J.
Tasavvufokulu’na mazimdeki bu güzel anıyı hatırlattığı ve yazma fırsatı verdiği için tekrardan teşekkür ediyorum. Benim de birisi veya birilerine paslamam gerekiyor kural gereği ama ben biraz geç yazmış olduğum için şimdilik kimseyi mimlemeyeyim.

2 yorum:

  1. Gerçekten de çok beğendim, gönlüne sağlık :)Mime iştirak ettiğin ve bu güzel, sevgi dolu yazıyı bizlere okuttuğun için çok teşekkür ederim :)

    Not: Yeni mime hazır ol :)

    YanıtlaSil
  2. Asıl ben teşekkür ederim hayatımda kıymetli bir anımı yazıya dökmeme vesile olduğun için.
    Hım. Evet, hazırım. Sıradaki mimi alayım :)

    YanıtlaSil

Yorumunuzu Buraya yazabilirsiniz...