.jpg)
Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır. Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle elbet, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir. Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir.

İşte, aşka adanmış iki eser. Şimdi, gidin Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bi yer seçin ve 21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin. Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür.
Göreceğiniz manzaraysa şudur; Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğar! Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay. Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır; nasıl bir güzellik anlayışıdır ....
Şunu sormak istiyorum! Sadece iki dakika düşünün cevap vermeseniz de olur. Ceddimiz aşkları uğruna mimari, edebi, sanatsal eserler yaparken, torunları neden aşkları uğruna intihar edip, sevdiğini öldürüyor? Süreniz başladı...
Heyacanlandım birden bak,onu bilmeyecek ne var :(( yanı diyorumki simdikiler yani torunlar dediğiniz gençler cahil kalmış azıcık inanç olsa yaparlarmıydı sevdiklerine kıyarmıydılar asla;ALLAH,akıllar vermış fakat,kötüye kullanıyorlar simdiki gençler.ne tarıhden haberleri var nede insanlıkdan.varsa söyle,sanırsam sayılacak kadar azdır;
YanıtlaSilAdsız ilgine teşekkürler, düşündürüp heyecanlandıracak bir kişiye ulaştıysa yazı hedefine de ulaşmıştır benim için. Çok kritik noktalara değindin. Tarih, inanç, insanlık...
SilŞu üç kelimen beni ağlattı kardaş..TARİH;İNANÇ;VE İNSANLIK.ben yazarken bu kadar dokunmamıştı.ALLAH yardımcımız olsun.
YanıtlaSilAğlayacak çok şeyimiz var adsız varsın bu da ağlatıversin birazcık. Amin inşallah.
Sil