Yaklaşık 1 aydır Turkcell Superonline da stand görevlisi olarak çalışıyorum, malum öğrenci hali işte. Maksat harçlığımızı kazanmak. Fakat bir şey farkettim ki; bir çok farklı insan karakteri görerek paranın yanında hayat tecrübesi de kazanıyorum. Tecrübe kazandıkça da aslında insanların kaybettiğini görüyorum, insanlıklarını kaybettiklerini... Cadde kenarına kuruyoruz her gün standımızı ve gelene geçene broşür dağıtıp internet tarifelerini anlatıyoruz.
Tabi anlatabilmek için önce iletişim kurmak gerektiğinden, standın önünden geçenlere seslenerek hitap ediyorum.
-İyi günler, internet kullanıyormusunuz acaba?
-Hayırlı akşamlar, internet tarifelerimize bakmak istermisiniz?
...
gibi hitaplarla sesleniyorum işte.İşim bu tanıtımları ve satışı yapmak, dolayısıyla insanlara(!) hitap etmekten iletişim kurmaktan çekinmemem lazım ve çekinmiyorum da. Reddedilmek bu işin en olumsuz yanlarından biri aslında fakat "hayır ilgilenmiyorum" denmesi beni kesinlikle demoralize etmiyor. Hatta müşteri gelse dese ki;
-Yok ya bu tarifler çok pahalı, destek hizmetiniz kötü, komşular memnun değilmiş ben de şüpheliyim, geçen ay bağlatmıştım ama şikayetçiyim... falan da filan da...

Bunlar dahi moralimi bozmaz. Ama bir şey var ki standdan fırlayıp karşımdakinin yakasına yapışmamak için kendimi zor tutuyorum... Tam standın dibinden, (elimi uzatsam dokunabileceğim mesafeden) geçen bir müşteriye iyi günler diye seslendiğimde, kafasını çevirip yüzüme dahi bakmadan burnunu havaya dikerek beni duymamış gibi yoluna devam etmesi kanı beynime sıçratıyor. Kendini insan zannetmenin yanında birilerine karşı üstün zanneden (en azından orada benden üstün olduğunu zanneden) bu kişilerin aslında ne kadarda aşağılık olduklarını düşünüp hem üzülüyorum, hem de gözümde ufacık kıymeti olmayan bu insanımsıların kafalarını dahi çevirip bakmamalarına çıldırıyorum. Galiba dedelerimizden ninelerimizden duyduğumuz, yılların tecrübesine dayanan "Nerede o eski insanlar", "İnsanlık eskidenmiş" deyişleri boşuna değil. Soruyorum insanı insan yerine koymayan insan mıdır? Gün içinde önümden yüzlerce 2 ayaklı, konuşabilen canlı geçiyor fakat çok az insan geçiyor. Nedir İnsanlığın en önemli şartı? Konuşabilmek desek değil, eğitirsen papağanda konuşuyor. Kafasını kullanabilmek desek o da değil, kargalar bile cevizleri yola bırakıyorlar ki araba ezsinde kırılsın diye. İnsana değer vermek, insana insanca davranmak! Sen sana kibar bir dille seslenen birine insan değeri vermiyor, veremiyorsan nerede kaldı senin insanlığın. Biraz ağır konuştum kimse kusura bakmasın ama insan dediklerimizin robotlaşması duygularını yitirmesi, kimisine aşağılık, kimisine paşalık sıfatı vermesi zoruma gidiyor. Böylelerini görünce içimden kütük, odun diye sayıyorum sinirimden. Diğer çalışan arkadaşlardan biri "var böyle öküzler" diye bahsediyordu da aklıma takıldı, önümden geçen hayvana seslensem en azından ses nereden geliyor diye döner bakar, bunlarda bu da yok, Allah insanlık nasip etsin:)...
Güzel paylaşım için teşekkürler..ff'den tasavvufokulu ben.Size blogunuz hakkında naçizane bir uyarım olacak;etiket sayınız çok fazla.Acilen azaltmanızı tavsiye ederim..DM'de not bırakacaktım ama eklenmemiş.Arzu ederseniz bu yorumu silebilirsiniz..Kolay gelsin..
YanıtlaSilKardeşim uyarın için teşekkür ederim. FF de ekledim seni oradan teknik olarak bilgilendirebilirsen sevinirim.
YanıtlaSil