3 Kasım 2011 Perşembe

Yaftalayın Anacım!

Yaftalamak… Birilerine etiket yapıştırma sanatı…
Birçok sanatın ustaları azalıyor, bu sanatı icra edecek insan bulamayacağız yakında deniyor ama ustası ve icra edeni diğerlerinin aksine artan ender sanatlardan olsa gerek. Üstelik çocukluktan yetişiyor bu sanatçılar. “yalancııı” ile ilkokulunu okuyup, “korkaksın oğlum sen” ile lisesine başlıyorlar, “Faşist, gerici, dinsiz, dinci, şeriatçı, yandaş, Kemalist…” ile yüksek lisanslarını yapıp ünlü bir yaftacı olma yolunda hızla ilerliyorlar.
               
Bu kızgınlığım, hışmım durduk yere mi oldu? Tabi ki hayır. Daha önce böyleleri yoktu da yeni mi türedi? Ona da hayır. Dün öğlen saatlerinde yemekhane sırasında bekliyoruz. Ortalık ana baba günü. Yeni öğrencilerin aramıza katılmış olması sıranın uzaması için yetiyor da artıyor. Sıra da bu kadar uzun süre bekleyince de birçok konuşmaya kulak misafiri oluyoruz ister istemez. Arkamda bekleyen 3 kız arkadaş daldan dala atlayıp birçok konuda muhabbet ettiler, kimi zaman arkadaşlarını çekiştirdiler, kimi zaman hocaları.
                Onlardan bir tanesi vardı ki;”bir insan üniversite de okur da ufku bu kadar mı dar olur?” dedirtecek cinsten! Birisi konuşuyor diğerleri dinliyor:
 Kız biliyor musun ne oldu? Geçen gün Emre’nin Twitter’ına girdim, takip ettiklerine bakıyordum. Bir de ne göreyim Abdullah Gül’le Tayyip Erdoğan da var! Şok oldum valla, onu öyle bilmezdim. Hiç belli etmiyor!
Hiiih! Görüyor musunuz şu vatan hainini? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ile Başbakanı neler yazar acaba diye merak edip takibe almış! Üstelik bir de hiç çaktırmamış, normal biri gibi davranmış! Onlar arkadaşlarının başbakanla cumhurbaşkanını takip etmesine şaşırırken ben de üzülmekle meşguldüm, bu kadar düşük seviyede düşünebilen insanlar için.
Tamam, sağcısı var solcusu var, komünisti var sosyalisti var bu ülkede ama birilerini bu kadar genel bir veriyle infaz etmek, elinde bıçak olan herkesi katil ilan etmekten farksız. Kimse kimseyi zoraki sevemez. Gerek düşüncesinden, gerek karakterinden, gerekse hal hareketinden dolayı sevmeyebilirsiniz birilerini ama düşünün bir, her zaman sevdiklerinizi mi izliyor, dinliyor, okuyorsunuz? Mesela sevmediğiniz bir öğretmenin dersini mecburen dinliyor sınavına giriyorsunuz. Peki neden? Çünkü orada sizin çıkarınız var, faydanız var. Bu ülkenin başbakanı ile cumhurbaşkanının her söylediği ülkenin gündemini belirliyor mu? Evet. Karşıt görüşte olanların aleyhte propaganda yapabilmesi için başbakanın hatalı sözlerini yakalamaları gerekmiyor mu? Evet. Ülkenin ciddi meselelerini yine bu kişiler yönlendiriyor ve yönetmiyor mu? Evet. Bu kişileri takip etmek ülkenin meselelerini takip etmek mi? Evet. Peki bu kişiler, bu twitter hesaplarında bir parti propagandası mı yapıyor? Hayır. Eee, nasıl oluyor da bunları takip eden, bunlarla aynı görüştedir diye yaftalayabiliyoruz.
Kendimden örnek vermem gerekirse şahsını sevmediğim fakat söyledikleri bu ülkede dikkate alınıp, belli bir kıymet yüklenerek; gerek televizyonlarda, gerekse gazetelerde haber yapılabilecek kişileri takip ediyorum. Çünkü onların söyleyeceklerini de, tespitlerini de, tavsiyelerini de merak ediyorum, önemsiyorum. Basit bir örnek; Suat Kılıç’ı takip ediyorum, net ve kesintisiz cümleler kurabildiği için. Muharrem İnce’yi takip ediyorum, Düzgün ve sakin eleştiri yapabildiği, ince noktaları yakalayabildiği için. M. Ali Birand’ın kişiliği çok da hoşuma gitmez mesela ama onu da takip ediyorum, bilgi birikiminden dolayı önemli tespitler yapıp kritik sorular sorabildiği için. Önemli konumdaki bakanları takip ediyorum, Bahçeliyi takip ediyorum, Masum Türker bile var listede düşünün işte.
Peki cici kızlarımıza sorsak ben neciyim karar verebilirler miydi? Kafaları karışırdı di mi?. En gevşek ağızla ne ayak kızım bu diye de sorarlardı birbirlerineJ Akıl olmazsa ne yapsın fikir, çalsın abdurrahman oynasın Bekir…

10 yorum:

  1. Kıyamete kadar bitmez bu yaftalamalarrrrr benden dimesi ;)

    YanıtlaSil
  2. Haklısın, cahillik ve ön yargılar sürdüğü sürece bu yaftalamalar da devam edecektir illaki.

    YanıtlaSil
  3. Cihan, yazılarımda sık sık söylemeye çalışıyorum bu sorunu. Şimdi farklı bir üslupla kaleme alınmış olarak akarşıma çıkmasına sevindim. Demek ki benim gibi düşünenler ve bu sorunu önemseyenler de varmış diyebilmek iyi geldi. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  4. Kalemzâde, böyle basit sebeplerle, insanları yaftalayanları gördüğümde çok sinirleniyorum. Bu kadar kolay mi insanlar hakkında yargıda bulunmak. Müslümanlığa sığmaz bir kere, bir müslümanın olumsuz gibi görünen bir olayla karşılaştığında hüsnüzan ile yorum yapması gerekiyor.

    YanıtlaSil
  5. İyi bayramlar, en güzel günler en güzel bayramlar sizin olsun...
    Kalemzâde

    YanıtlaSil
  6. Geç olsa da Güzel gün dileklerin için teşekkür ediyorum, hep beraber yaşarız bu günleri inşallah.

    YanıtlaSil
  7. Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir ama mutlaka saygı duymak zorundadır bana göre,kimseyede kendini zorla sevdiremezsin ve ayrıca kimseyi seni sevdiği için yargılayamazsın,ama bunu o cici kızlar nerden bilecekki,çünkü hiç bir üniversitede insanlık öğretilmiyor maalesef...

    Sanırım yeni bir bloggersınız aramıza hoşgelmişsiniz,izleyiciler kısmında blogumun sizi gördüm o yüzden iadei ziyarete geldim,sevgiler,selamlar olsun :)

    YanıtlaSil
  8. İlgin için teşekkür ederim Gelibolu17 hoşbulduk, Ben de seni ihyaca vesilesiyle buldum, mimlerinizi okuyordum :) 1 yıla yaklaştı bloga adım atalı, ama hala yeni sayılırım. Görüşmek üzere, sevgi ile kal.

    YanıtlaSil
  9. Hımm profil kısmını göremedim o yüzden hangi tarihten beri blogger olduğunuzu görmedim pardon,1 yıl pekte kısa sayılmaz,daha nice güzel yıllara inşallah diyelim o zaman :)

    YanıtlaSil
  10. Benden daha eskileri takip ettiğim için kendimi yeni addediyorum zaten :) İnşallah hep beraber nice güzel yıllar görürüz.

    YanıtlaSil

Yorumunuzu Buraya yazabilirsiniz...